Lüzum Ne Demek Islam Hukukunda ?

Ceren

New member
Lüzum Ne Demek İslam Hukukunda?

İslam hukuku, zengin bir terminolojiye ve kapsamlı bir fıkıh sistemine sahiptir. Bu terimlerden biri olan lüzum, özellikle akitler ve sözleşmeler bağlamında önemli bir kavramdır. “Lüzum” kelimesi Arapça kökenli olup “gereklilik”, “zorunluluk” veya “bağlayıcılık” anlamına gelir. İslam hukukunda ise daha teknik bir anlam kazanmakta ve tarafların sözleşme şartlarına bağlı kalma zorunluluğunu ifade etmektedir. Bu makalede lüzum ne demek İslam hukukunda sorusunu kapsamlı şekilde ele alacak, sıkça sorulan sorulara detaylı cevaplar verilecek ve okurlar için ekstra bilgiler sunulacaktır.

Lüzum Kavramının Fıkıhtaki Tanımı

İslam hukukunda lüzum, bir akdin kurulduktan sonra taraflar açısından bağlayıcı hale gelmesini ifade eder. Başka bir ifadeyle, bir sözleşmenin feshedilemez veya tek taraflı olarak sona erdirilemez nitelikte olması durumudur. Lüzum, genellikle bir akdin “lazım” (bağlayıcı) veya “gayr-i lazım” (bağlayıcı olmayan) olup olmadığına göre değerlendirilir.

Bu bağlamda akitler üçe ayrılır:

1. Lazım Akitler: Kurulduktan sonra tarafların rızası olmadan feshedilemeyen sözleşmelerdir. Örneğin, satış akdi.

2. Gayr-i Lazım Akitler: Taraflardan birinin dilediği zaman tek taraflı olarak sona erdirebileceği sözleşmelerdir. Örneğin, vekâlet sözleşmesi.

3. Muallak Akitler: Belirli bir şartın gerçekleşmesine bağlı olarak hüküm ifade eden akitlerdir.

Lüzum Ne Zaman Oluşur?

Bir sözleşmenin lüzum kazanması için aşağıdaki şartların gerçekleşmiş olması gerekir:

- Akit taraflarının ehliyetli olması

- Akit konusunun meşru ve fıkhi açıdan geçerli olması

- İcap ve kabulün (tarafların beyanlarının) açık ve örtüşen şekilde gerçekleşmesi

- Tarafların akitten dönmesine sebep olacak geçerli bir mazaretin bulunmaması

Ayrıca bazı sözleşmelerde lüzum akdin kurulmasıyla birlikte otomatik olarak oluşurken, bazılarında lüzum sonradan bir şarta bağlanabilir.

Lüzum ile İltizam Arasındaki Fark Nedir?

İltizam da fıkıh terminolojisinde sıkça geçen bir kavramdır ve çoğu zaman lüzum ile karıştırılır. Oysa aralarında önemli farklar vardır:

- Lüzum, bir sözleşmenin bağlayıcılığıdır ve feshedilmezliğini ifade eder.

- İltizam, bir tarafın kendisini bir yükümlülük altına sokmasıdır. Bu yükümlülük bazen karşılıklı, bazen tek taraflı olabilir.

Özetle lüzum, sözleşmenin iki tarafı açısından da bağlayıcı hale gelmesi durumunu ifade ederken, iltizam sadece yükümlülük altına girme niyetini gösterir.

Hangi Akitlerde Lüzum Vardır?

İslam hukukunda bazı akit türleri doğrudan lüzum doğurur. Bunlar arasında şunlar sayılabilir:

- Satış akdi: Malın mülkiyeti alıcıya geçer ve akit tamamlandığında taraflar bu sözleşmeden dönemez.

- Kira akdi: Kiraya verenin mülkiyet hakkı saklı kalmakla birlikte, kiracının kullanım hakkı doğar ve sözleşme süresince taraflar buna uymak zorundadır.

- Nikah akdi: Evlilik sözleşmesi, lüzum ifade eden bir akittir ve boşanma gibi özel durumlar dışında bozulamaz.

Gayr-i Lazım Akit Örnekleri

Bazı sözleşmeler ise karşılıklı güven ve niyet esasına dayanır ve lüzum ifade etmez. Bunlara örnek olarak:

- Vekâlet sözleşmesi

- Havale

- Kefalet

Bu sözleşmelerde taraflardan biri dilediği zaman akdi sona erdirebilir.

Lüzumun Hukuki Sonuçları Nelerdir?

Lüzumun İslam hukuku açısından bazı önemli sonuçları vardır:

1. Taraflar sözleşmeden keyfi olarak dönemez.

2. Akdin şartları geçerliliğini korur, ihlal edilirse taraflar mesuliyet altına girer.

3. Mahkemeye taşındığında lüzum taşıyan akitler daha güçlü delil teşkil eder.

4. Taraflardan biri akdi bozarsa maddi tazminatla sorumlu tutulabilir.

Lüzum ile Bağlayıcılığın Modern Hukuktaki Karşılığı

Modern hukuk sistemlerinde “lüzum” kavramı “bağlayıcılık” ve “feshedilemezlik” prensibiyle örtüşür. Örneğin Türk Borçlar Kanunu’nda satış ve kira sözleşmeleri, tıpkı İslam hukukundaki gibi, kurulduktan sonra tek taraflı feshedilemez. Bu da İslam hukukunun evrensel ilkelere dayandığını gösterir.

Lüzum ile İlgili Sık Sorulan Sorular

1. Lüzum bir akdin başında mı oluşur, sonradan mı?

Akdin türüne göre değişir. Satış gibi bazı akitlerde lüzum hemen oluşur. Ancak şartlı akitlerde lüzum, şartın gerçekleşmesiyle birlikte ortaya çıkar.

2. Lüzum olmayan bir akit bağlayıcı mıdır?

Hayır. Gayr-i lazım akitler taraflardan biri tarafından feshedilebilir. Ancak fesih hakkı kötüye kullanılırsa, İslam ahlakı çerçevesinde bu durum kınanır.

3. Lüzumun oluşması için noter onayı gerekir mi?

İslam hukukunda noter gibi resmi bir merci gerekmez. Ancak tarafların beyanları açık, niyetleri net olmalıdır. Günümüzde resmi belgeler, lüzumun ispatını kolaylaştırır.

4. Lüzumlu bir akdi bozmak haram mıdır?

Şartlar ve niyetler göz önünde bulundurulmadan bir lüzumlu akdi bozmak, ahlaki ve dini açıdan uygun değildir. Fakat zaruret, hile veya mağduriyet gibi durumlar söz konusuysa fıkıh buna cevaz verebilir.

Sonuç: Lüzum Kavramının Önemi

İslam hukukunda lüzum kavramı, toplumsal düzenin korunması, sözleşmelerin güvence altına alınması ve taraflar arasında adaletin sağlanması açısından büyük öneme sahiptir. Müslüman bir bireyin yaptığı akitlerin farkında olması ve lüzum taşıyan akitlere karşı sorumluluğunun bilincinde olması gerekir.

Ekstra Bilgi ve Kaynaklar

- İbn Abidin – Reddü’l Muhtar: Hanefi mezhebi açısından lüzum konusunu detaylı ele alan kaynaklardandır.

- El-Mevsuatu’l Fıkhiyye el-Kuveytiyye: Modern dönemde hazırlanmış en kapsamlı fıkıh ansiklopedilerindendir.

- Prof. Dr. Hayrettin Karaman’ın Fıkıh Makaleleri: Lüzum ve benzeri kavramlar hakkında anlaşılır dilde açıklamalar sunar.

Okuyucuların lüzum kavramını sadece teorik değil, pratik hayatlarında da dikkate almaları, helal kazanç ve adil ilişkiler açısından büyük fayda sağlayacaktır.